aklınızda bulunsun diye sesleniyor arkamdan pastaneci, herkesin öksürdüğü şeyler olabiliyor. yürüyorum, midemdeki kremalı bulamaçtan sesler geliyor. herkeste aynı etkiyi yapmıyor diyor pastaneci, benimle birlikte yürüyor olduğunu şimdi farkediyorum. varsın yürüsün. lütfen diyor lütfen bekleyin, benimle birlikte koşuyor. isterseniz geri dönelim diyor, omuzumu tutunca duruyorum. biliyorsunuz pastaneye bakmam lazım ve sizi bu durumda bırakamam. koşmaya tekrar başladığımda, artık peşimden gelmiyor. bari güzel şeyler düşünmeye çalışın diyor, ayıları falan mesela. pastanecinin söylediği son sözler ağacın altında çıkarmaya mecbur bırakıyor beni. yere saçılmış bulamaca bakıyorum. feci derecede pastaneciye benziyorum.

Pazartesi, Ekim 15

"hiç zararı yok bırakın düşsün." ben yine de eğilip alıyorum düşeni. ne gerek vardı şimdi gibi bana bakıyor. sonra da masanın üzerine bıraktığım şeye. ona da ne gerek vardı şimdi diye bakıyor ama biraz daha anlayışla. "sizi buraya çağırdım çünkü açık açık konuşalım istedim şu meseleyi" diyor gömleğinin kolunu çekiştirip. "bilmeniz gereken bazı şeyler var, yanlış anlamayın, benim de yeni öğrendiğim şeyler bunlar, ordan burdan duyduğum şeyler". merak ediyorum. ama anlattığı şeyler merakımı gidermiyor, söylediği her şey bir giriş konuşması gibi.
çıkmaya hazırlanıyorum "çok acelem var" diyorum. başımla onu selamlayıp kapıya yöneliyorum. son anda farkediyorum, keşke diyorum içimden bari diyorum pastamı bitirseydim. üzülüyorum.
peşimden bakakalıyorsun.

Çarşamba, Ekim 10

olacak şey var olmayacak şey var bunları bilmek lazım geliyor. o zaman, olacaktı niye olmadı denmiyor, neden oldu neden diye sorulamıyor. demek olacağı varmış denemiyor. sadece bilmek yeterli. gereksiz davul seslerini çıkaralım. davul ve zil seslerini. ziller hiç iyi gitmemiş burada. tekrar alalım. bir alt tondan başlayalım. biraz daha yavaş. oluyor.

Salı, Ekim 9

bunu almanı istiyorum. çekmecene koyarsın, sonunda çekmecene koyabilecek bir şey bulduğuna seviniyorum. gerçi çekmeceye konulabileceğinden pek de emin değilim. sen bakarsın işte. olmadı aynanın önüne koyarsın orası da boş. biliyor musun aslında tavana bile asabilirsin. gülme sahiciyim. ne olur ki yani asılabilir.