aklınızda bulunsun diye sesleniyor arkamdan pastaneci, herkesin öksürdüğü şeyler olabiliyor. yürüyorum, midemdeki kremalı bulamaçtan sesler geliyor. herkeste aynı etkiyi yapmıyor diyor pastaneci, benimle birlikte yürüyor olduğunu şimdi farkediyorum. varsın yürüsün. lütfen diyor lütfen bekleyin, benimle birlikte koşuyor. isterseniz geri dönelim diyor, omuzumu tutunca duruyorum. biliyorsunuz pastaneye bakmam lazım ve sizi bu durumda bırakamam. koşmaya tekrar başladığımda, artık peşimden gelmiyor. bari güzel şeyler düşünmeye çalışın diyor, ayıları falan mesela. pastanecinin söylediği son sözler ağacın altında çıkarmaya mecbur bırakıyor beni. yere saçılmış bulamaca bakıyorum. feci derecede pastaneciye benziyorum.

Cuma, Kasım 23

masalardan ikisi dolu. içeride seninle birlikte altı kişi olduğunuzu söyleyebilirim. ikisi birazdan çıkarlar. işte sana doğru geliyorlar. oturanlardan diğer ikisi bir süre daha burdalar. istiyorsun ki mutfaktakiyle masada oturanlar hiç karşılaşmasınlar. neyse ki masada bir hareketlenme oluyor ve gidiyorlar. şimdi biraz daha iyisin. birazdan mutfaktaki çıkıp geliyor yanına. içler acısı buluyor mutfağını. O KADAR BELLİ Kİ diyor HER ŞEY O KADAR AÇIK Kİ yükseltiyor sesini. sen başını öne eğiyorsun hiçbir şey söylemek gelmiyor içinden. BİR DAHA GELECEĞİM deyip çıkıyor. normalde akşama kadar bunu düşünmen gerekir. ama az önce boşalan masalardan birindeki tabağı farkediyorsun. ben o tabağa benziyorum.

Çarşamba, Kasım 21

vişneler kaynıyor. birazdan altını kapatacaksın, istersen eğer şimdi de kapatabilirsin. kapattın. mutfakta çalışıyorken kapıyı görememen canını sıkıyor. arada bir durup kulak kabartıyorsun. vişnenin suyunu süzüp bir kavanoza dolduruyorsun. ona daha sonra ihtiyacın olacak. kalanları bir tabağa koyuyorsun. artık yapabileceğin bir şey yok. tabakla birlikte içeri gidiyorsun. kapıyı görünce rahatladın. yerine oturuyorsun, içeri biri giriyor. biraz şundan biraz ondan ve evet evet ondan istiyor. sonra tabaktaki vişneleri görüyor. yüzü ekşiyor bu nedir diyor. sana sanki kapı açıldı gibi geliyor doğrulup kapıya bakıyorsun. kimse yok. özel bir sipariş diyorsun. birazdan da alacağını alıp çıkıyor rahatlıyorsun. yerine oturuyorsun dışarıyı izliyorsun. havayı seviyorsun. kapının önünden geçiyorum. beni görüyorsun.