kaç gündür dükkanı kapalı tutuyorsun. bazen bir iki müşteri soran gözlerle sana bakıyor dışarıdan. bazıları cama vuruyorlar. bir tanesi öfkesinden çıldıracaktı neredeyse. ona öyle bakmamalıydın.
aklından neler geçiyor biliyorum ama yine de sormak istiyorum.
şemsiyemi kesinlikle yanıma almam gerektiğini söylüyorsun.
aklınızda bulunsun diye sesleniyor arkamdan pastaneci, herkesin öksürdüğü şeyler olabiliyor. yürüyorum, midemdeki kremalı bulamaçtan sesler geliyor. herkeste aynı etkiyi yapmıyor diyor pastaneci, benimle birlikte yürüyor olduğunu şimdi farkediyorum. varsın yürüsün. lütfen diyor lütfen bekleyin, benimle birlikte koşuyor. isterseniz geri dönelim diyor, omuzumu tutunca duruyorum. biliyorsunuz pastaneye bakmam lazım ve sizi bu durumda bırakamam. koşmaya tekrar başladığımda, artık peşimden gelmiyor. bari güzel şeyler düşünmeye çalışın diyor, ayıları falan mesela. pastanecinin söylediği son sözler ağacın altında çıkarmaya mecbur bırakıyor beni. yere saçılmış bulamaca bakıyorum. feci derecede pastaneciye benziyorum.