aklınızda bulunsun diye sesleniyor arkamdan pastaneci, herkesin öksürdüğü şeyler olabiliyor. yürüyorum, midemdeki kremalı bulamaçtan sesler geliyor. herkeste aynı etkiyi yapmıyor diyor pastaneci, benimle birlikte yürüyor olduğunu şimdi farkediyorum. varsın yürüsün. lütfen diyor lütfen bekleyin, benimle birlikte koşuyor. isterseniz geri dönelim diyor, omuzumu tutunca duruyorum. biliyorsunuz pastaneye bakmam lazım ve sizi bu durumda bırakamam. koşmaya tekrar başladığımda, artık peşimden gelmiyor. bari güzel şeyler düşünmeye çalışın diyor, ayıları falan mesela. pastanecinin söylediği son sözler ağacın altında çıkarmaya mecbur bırakıyor beni. yere saçılmış bulamaca bakıyorum. feci derecede pastaneciye benziyorum.

Cuma, Haziran 20

bugün limonata servisimiz yok: bir misafir bekliyoruz.

içerideki 11 sandalye hiç bu kadar canını sıkmamıştı.
sekiz tane olsa neyse diyorsun içinden ama bu kadarı çok fazla.
yine şu inançlı günlerinden birini yaşıyorsun ve bir bakıyoruz ki üç sandalye kapının dışındaki yerlerini almışlar bile.
biri gelsin alıp götürsün şunları: burada hepimiz heyecanla bunu bekliyoruz. biri gelmeli ve bunların hepsini alıp götürmeli diyoruz hep bir ağızdan. senin için çok rahat: kapının dışı seni hiç ilgilendirmiyor. sonsuza dek orada kalacağı yok ya diyorsun poz yaparak. başına neler açtığının farkındasın.

kimse sandalye istemiyor artık.