bu gidişle kimseye kurabiye satamayacaksın bugün. gerçekten zor bir durum. bir koca tepsi kurabiye. besbelli çöpe gidecek işte. ama sen yine de bekliyorsun. belki çöpe gitmez diye düşünüyorsun. sırf böyle düşündüğün için onları çıkmadan önce atmak yerine ertesi sabah geri döndüğünde atmayı yeğliyorsun. ve gerçekten de sabah geri döndüğünde koca bir tepsiden geriye sadece kırıntılar kaldığını görüyorsun. şaşırmış gibi yapıyorsun ama buna hiç gerek yok. kurabiyeleri atmak için neden sabahı beklediğini ikimiz de biliyoruz.
bana karşı dükkandaki sarı bisikleti alacağın gün gelmek üzere.