aklınızda bulunsun diye sesleniyor arkamdan pastaneci, herkesin öksürdüğü şeyler olabiliyor. yürüyorum, midemdeki kremalı bulamaçtan sesler geliyor. herkeste aynı etkiyi yapmıyor diyor pastaneci, benimle birlikte yürüyor olduğunu şimdi farkediyorum. varsın yürüsün. lütfen diyor lütfen bekleyin, benimle birlikte koşuyor. isterseniz geri dönelim diyor, omuzumu tutunca duruyorum. biliyorsunuz pastaneye bakmam lazım ve sizi bu durumda bırakamam. koşmaya tekrar başladığımda, artık peşimden gelmiyor. bari güzel şeyler düşünmeye çalışın diyor, ayıları falan mesela. pastanecinin söylediği son sözler ağacın altında çıkarmaya mecbur bırakıyor beni. yere saçılmış bulamaca bakıyorum. feci derecede pastaneciye benziyorum.

Pazartesi, Mart 3

en üst rafa sandalyeye çıkmadan ulaşabiliyorsun. hayır beni yanlış anlıyorsun bu hiç de kötü bir şey değil. böylece eline geçen tüm gereksiz şeyleri koyabileceğin fazladan bir rafın oluyor. bu bulunmaz bir nimet. ne kadar dağınık olursa olsun hem. ne de olsa raf en uzun müşterilerinin bile göremeyeceği bir yükseklikte.
sanıldığından da uzun boylusun.
önlük seni kısa gösteriyor.