aklınızda bulunsun diye sesleniyor arkamdan pastaneci, herkesin öksürdüğü şeyler olabiliyor. yürüyorum, midemdeki kremalı bulamaçtan sesler geliyor. herkeste aynı etkiyi yapmıyor diyor pastaneci, benimle birlikte yürüyor olduğunu şimdi farkediyorum. varsın yürüsün. lütfen diyor lütfen bekleyin, benimle birlikte koşuyor. isterseniz geri dönelim diyor, omuzumu tutunca duruyorum. biliyorsunuz pastaneye bakmam lazım ve sizi bu durumda bırakamam. koşmaya tekrar başladığımda, artık peşimden gelmiyor. bari güzel şeyler düşünmeye çalışın diyor, ayıları falan mesela. pastanecinin söylediği son sözler ağacın altında çıkarmaya mecbur bırakıyor beni. yere saçılmış bulamaca bakıyorum. feci derecede pastaneciye benziyorum.

Çarşamba, Eylül 17

gondollu adamla telaş

burada ineyim ben. mümkünse şu sağdaki sarı ağaçları geçince inmek istiyorum. orada ineceğim ve gitmem gereken yerlere yürüyeceğim hızlıca. aman allahım saat üç oldu ve ben hala gitmem gereken yerlere gidemedim. şu sarı ağaçları geçince insem iyi olacak. inince elimi çabuk tutmalıyım. eğer biraz daha hızlı sürebilirseniz harika olacak. hatta acele etmeme bile gerek kalmayabilir eğer hızlı sürerseniz. hızlı sürünüz! böylece beraberce inebiliriz sarı ağaçları ardımızda bırakınca.

evet burada inelim.

sizinle tartışmayı hiç istemem, hele benim için yaptıklarınızdan sonra, ama gondolunuzu kıyıda bırakmalısınız. anlayın lütfen. onu peşimizden sürüklemek bizi çok yavaşlatır.
yavaşlatır yavaşlatır yavaşlatır yavaşlatır yavaşlatır yavaşlatır